24 Nisan 2009 Cuma

KÖPRÜLÜ BELDESİ TARİHÇESİ (asım karakılıç)

KÖPRÜLÜ BELDESİ TARİHÇESİ
(KOREVENK)














KÖPRÜLÜ Beldenin Tarihçesi: Köprülü Beldesi(Korevenk) Ardahan sancağı ile birlikte 1551 yılında Erzurum iline 1579 tarihinde Kars eyaletine bağlanmıştır.1830 yılından şimdiki Merkezi Dedeşen Köyü olarak beldemizin tarihi eserleri olan Dedeşen Çıldır sancağına bağlanmıştı.1866 tarihinde Ardahan sancağına bağlanmıştır.Köprülü tarih boyunca Kars iline bağlı iken.1992 yılında Ardahan il olunca Göle ilçesi ile birlikte Ardahan'a bağlanmıştır.Köprülü Köyü ,Eski köy denilen mevkide kurulmuştur.Köy halkı yayla mevsiminden yaylada iken ıssız olan köy bir yangın sonucundan köy tamamen yanmıştır. 1877-1878 Osmanlı Rus savaşı, halk arasında 93 harbı denilen savaşta köy şimdiki yere kurulmuştur.1877-1878 Osmanlı Rus harbinden İlk çete savaşını başlatan Hasan(Soro) lakaplı şimdiki Karakılıç'ların dedesi ve Durançam'da Zozuk ve arkadaşları ile dağlarda Çete savaşını başlatanlardır.Soro uzun süre çetesi ile Ruslarla savaşmıştır. Hokam (Çayırbaşı) Nahiye iken Rus Neçeliği (komutanı) tarafından yakalanmayınca, Soru'nun akrabaları ;Mahmut,Gevro,Çerkez ve oğlu Recep
Sibirya'ya sürgüne gönderilmişlerdir.Sibirya'da ceza evinde iken Gevro,Mahmut,Çerkez Ruslar tarafından çeşitli işkenceler yaparak hunharca öldürmüşlerdir.Recep ise Sibiryada hastanede iken,yanındaki arkadaşı hastanede ölmüş,onunla hastanede yatak değişimi yaparak kendini kurtarmış.O zaman ailesine karahaber kağıdı yani ölüm kağıdı geliyor.Ailesine öldü diye bildirmişlerdır.Ölen arkadaşını cezası hafif oldğunda cezası bittiğinden Memleketine döndüğünden Ordan Elaziğ'e gidip yerleşmiştir kendisine de ulaşılmamıştır.Soro ise bir arkadaşın ihaneti sonucundan yakalanıp Ruslar tarafından Kars kalesinin yanındaki bulunan tabyalardaki zindana atılmış ve orda yaşamını yıtirmiştir..30 Eylül 1920 tarihinde Rus işgalinden kurtulan Korevenk (Köprülü), 1962 yılına kadar Korevenk adıyla söylenirdi.1962 yılında köylerin eski isimleri değiştirilmiştir.Korevenk köyü, köyün ortasından geçen derenin üzeride bulunan tahta köprüden dolayı “Köprülü” adını almıştır.Köyün eski adı Korevenk ise, “Kuruhevenk” adından gelmektedir.Kuruhevenk her türlü nebat anlamındadır.Köyün yaşlıları ile yapmış olduğum görüşmede, köyün batısında bulunan Tekçam mevkisinde elma ve vişne ağaçları bulunmaktaymış;Kuruhevenk isminin buradan kaldığı söyleniyor. Köye ilk gelen kişi Kerim ağa’dır. Kerim Ağa buraya Yozgat’ın Sorgun ilçesinin Ağbucak köyünden gelmiştir. Köprülüye ikamet eden bu kişi tekrar eski köyüne dönmüştür. Köyde Kerim Ağa’dan sonra gelen sülaleler Hemo, Temo, Memi, Hüsno, Purto, Şehik, Şeyhbekir, Karahasan,Beki,Bekiler,Değirmenci;Özkurt,Özyıldırım,Karakılıç,Gökbulut,Özçelik,,Polat,Özdağ,Kavak,Karademir,Çakmakçı,Özkan,Sarıkaya,Irmak Akkoç, Karakoyun, Topçu, Çam,Karadoğan Özuğurlu,Kurşun,Avşarlı,Genç,Bozkurt,Muhittinoğlu, Karakuş,Aras,Uzakdağ ,Tancı,Tek ,Gönet, Karaçiftçi, Erginci sülaleri soyadları bulunmaktadır.Beldemizden yaşamış olan Şeyh Abdullah Bekir adlı kişi tanınmiş zatlardan birisidir.

Tarihi Eserleri:Köprülü Merkez Camisi, Şeyhbekir Türbesi,Tarihi Dedeşen Camisi,Dedeşen Kümbeti, Dedeşen Çeşmesi, Aşık Keremin taşı, Kalender kalesi, Zozukun kalesi, Çermik Kaplıcası, Ezo Çeşmesi, Canıbeg yaylasındaki saltaşlar, Köprübaşındaki Konk(Kuzupınar) köyüne giden mağara.

Çeşmeleri :Tomul Çeşmesi,Soronun Çeşmesi,Ezonun Çeşmesi,Değirmenler Çeşmesi



Belediye Başkanı olarak Görev Yapanlar:

1-Kemal KURŞUN 1972-1973
2-Kemal ÖZDAĞ 1974-1977
3-Kemal KURŞUN 1977-1984
4-Şeref ÖZÇELİK 1984-1989
5-Tahsin SARIKAYA 1989-1994
6-Mehmet ÖZÇELİK 1994-1999
7-Şerefeddin KARADOĞAN 1999-2004
8-Kemal MUHİTTİNOĞLU 2004-2009
9-Yıldırım SARIKAYA 2009. ........


Köprülü'nün Belediye Oluşu:

1969 yılında köyün nüfusu artış gösterdiğinden bir imza kampanyası düzenlenmiş ve köy Belediye(Belde) teşkilatına İç işler Bakanlığınca karara bağlanmış. 1972 yılından İlk Belediye seçimleri yapılmıştır.Köprülü Beldesi şu anda Göle İlçesi’nin tek beldesidir.

Coğrafi Yapısı:

Doğusunda: Serinçayır Köyü, Samandöken Köyü.Batısında :Erzurum’un Olur İlçesi’nin Köyleri.Kuzeyinde :Kuzupınar Köyü, Dedeşen Köyü.Güneyinde: Erzurum’un Şenkaya İlçesi’nin Yoğurtçular(Tetirkoş)Köyü ile çevrilmiştir.Beldenin deniz seviyesinden yüksekliği 2100 m.’dir. Arazinin % 70’i çayır ve mera, % 30’u ormandır.

Nüfusu:

2000 yılında yapılan nüfus sayımına göre beldenin nüfusu 2442 kişidir.Beldede yer alan hane sayısı 350’dir.Beldeden yaklaşık olarak 6000 kişi İstanbul’a göç edip orada yaşamını devam ettirmektedir.Beldeye bağlı olan Dedeşen ve Durançam köyleri var.Beldenin 2008 nüfusu Dedeşen ve Durançam ile birlikte yaklaşık olarak 3600 cıvarındadır.

Ulaşım:
Beldenin Göle’ye olan uzaklığı 25 km’dir.Ulaşım stabilize yoldan sağlanmaktadır.İlçeye gidişler belediyenin otobüsü, 2 özel minibüs,8-10 özel taksi ile yapılmaktadır.Tarımda 70-80 civarında traktör.Belediyeye ait 2 kepçe, 1 itfaiye arabası, 2 kamyon,1 vidanjör, 1 tarktör ve Belediye Başkanı’na tahsis edilen 2 adet özel otomobil vardır.

Sosyal Yapı:
Beldede, Karakol, Sağlık Ocağı, Belediye Binası, TEK, İlköğretim Okulu,Çok Programlı Lise, bulunmaktadır.Belde halkı kendi imkanlarıyla Beldeye yakışır bir şekilde evler inşa etmektedirler.Tam daire şeklinde evler yapılmaktadır. Beldede 4 kahve ,1 fırın,5 cağ kebap salonu,7-8 Toptancılık ve Bakkal dükkanları bulunmaktadır.Her cumartesi günü hafta sonu pazarı var.Çevre köyleri bu pazardan hayvan alım satımı ve pazar alış verişini yapmaktadırlar.Bu da Beldeye bir canlılık ve ticaret sağlamaktadır.

Eğitim:

Çok Programlı Lise ve İlköğretim Okulu mevcuttur.İlköğretim Okulu,1930 yılında Cami Medresesi’nde 3 sınıflı olarak açılmıştır.1933’te 5 sınıflı ilkokul;1974’te Orta okul açılmıştır.1978-1979 öğretim yıllarında 8 yıllık İlköğretim olarak hizmetine devam etmiştir.İlköğretim için yeni bina 2001 tarihinde hizmete açılmıştır.Bu okula çevrede bulunan Durançam Köyü, Günorta Köyü , Dedeşen Köyü, Serinçayır Köyü kendi imkanlarıyla öğrencilerini göndermektedirler.Bu öğrencilerin toplam sayısı 120’dır.İlköğretim okulunda toplam 270 öğrenci bulunmaktadır.Çok Programlı Lise’de 90 öğrenci bulunmaktadır ve adı geçen köylerden bu okula öğrenci gelmektedir.Her iki okulda da Okul Koruma Derneği ve Okul Aile Birliği bulunmaktadır.

Beldede Görev Yapan Eğtimcilerimiz:
1-Şahismail ÖZKAN : (38 yıl kendi köyünden Eğitmenlik yapmış)emeği
geçenlerden birisi, herkesin Eğitmeni.
2-Battal DEĞİRMENCİ : (16 yıl köyünden Başöğretmenlik yapmış)
Emeği geçen Baş Öğretmenimiz.
3-İbrahim ARAS : Göle ilköğretim Müdürü ve köyünden Öğretmenlik yapmış Öğretmenimiz..
4-Nazım ÇAKMAKÇI : (9 yıl köyünde okul Müdürü görevinde bulunmuş.İdealist bir Eğitimci.
5Kemal ÖZYILDIRIM : Öğretmen-Eğitimci)
6-Asım KARAKILIÇ : (Belde'de 15 Yıl ,İlk,Orta ve İlköğretim Okul
Müdürü-Eğitimci)
7-Efendi SARIKAYA : (Öğretmen-Eğitimci)

8-Billür KARADEMİR(Öğretmen-Eğitimci)

9-Orhan KARAKILIÇ : ( Çok Proğramlı Lisesi Müdürü-Eğitimci)
10-Güldane DEĞİRMENCİ : (Öğretmen-Eğitimci)
11-Turgut KARADOĞAN : (Öğretmen-Eğitimci
12-Mikail KARAKILIÇ : (Öğretmen-Eğitimci)
13-Mehmet ÖZÇELİK : (Öğretmen-Eğitimci)
14-Kemal ÇAKMAKÇI : ( Okul Müdürü)


Yeni İlköğretim binası yapımı:

2002 yılında yeni yapılmış olan İlköğretim binası sağlıklı olmadığından yeni okul binası için o zaman İlköğretim Okulu Koruma ve Yaşatma Derneğinde Yönetimde bulunanlar ile Belediye Başkanı Şerafettin KARADOĞAN, Muhtar Gazi ÇAKMAKÇI,Okul Dernek Başkanları Hasret ARAS,Lütfü POLAT,Gazi ÖZYILDIRIM,Kazim ÖZYILDIRIM, Okul Müdürü.Asım KARAKILIÇ girişimi ile 2008-2009 Eğitim- Öğretim yılından açılmış olan Yeni okul binasının yapılması için çok katkıları olmuştur. Zamanın Belediye Başkanı Kemal MUHİTTİNOĞLU,Muhtar Mulazim KAVAK ,Okul Müdürü Kemal Çakmakçı okul inşatının yapımında takipçisi olmuşlardır.

Yayla Şenlikleri:
Beldenin 2000 yılında “Köprülü Beldesi CANİBEK YAYLA Şenlikleri Derneği” İstanbul Esenyurt Bölgesi ve Anadolu yakasında bir Şubesi var. Dernek, köy camisine kalörifer ve morg yapılması konusunda katkıda bulunmuştur.Dernekte buna benzer faaliyetler sürdürülmektedir.Her yıl CANİBEK YAYLASI’nın şenlikleri Temmuz ayının ilk haftasında 2 gün olarak düzenlenmektedir.CANİBEK YAYLASI mis kokulu orman havası, güzel çiçekleri,acı suyu(maden suyu),yayla inişinin kaymaklı gevrekleri, yufka ekmeği,katmeri ve hele hele Köprülü Cağ Kebabı,ayrıca Köprülü Beldesinin Doğal Kaplıcası ve Maden suyu ile şifa dağıtmaktadır.

Gelenek Görenekleri: Beldede her yıl yayla döneminde düğünler ve sünnet törenleri yapılamaktadır.Belde halkı geçmişten gelen örf ve adetlerini sürdürmektedir.Düğün, nişan, sünnet ve cenaze törenlerinde belde halkı büyük bir yardımlaşma örneği göstermektedir.Belde başlık parası olayı ortadan kalkmıştır.Yayla şenliklerinde ve düğünlerde İlköğretim Okulu’nun ve Çok Programlı Lise’nin oyun ekipleri yöresel giysileriyle yöresel oyunları sergilemektedirler.Beldenin genç erkekleri ve kızları düğün ve şenliklere renk katmaktadırlar.
Geçim Kaynağı:
Belde halkı tarım ve hayvancılıkla uğraşmakta,ayrıca arıcılıkta yapılmaktadır.Beldenin sakinlerinin büyük bir kısmı (% 95’i)hayvancılıkla uğraştığından hayvanların sütünden etinden yararlanmaktadır. Büyük ve küçükbaş hayvancılıktan yöre halkı gelir elde etmektedir.Refah düzeyi iyidir.
İklim Yapısı :
Karasal iklim hüküm sürmektedir.Kışlar soğuk ve kar yağışlı,yazlar ise ılık ve sıcaktır.

Muhtar Olarak Görev Yapanlar:


1-Şeviş ÖZYILDIRIM
2-Faris POLAT

3-Şahhüseyin KARAKILIÇ
4-Aslan ÖZKURT

5-Hüseyin GÖKBULUT
6-Muhittin ÖZDAĞ
7-Mehmet IRMAK
8-Aslan SARIKAYA
9-Mevlüt ÖZYILDIRIM
10-Muhittin ÖZKURT
11-Şakir KURŞUN
12-İbrahim ÖZYILDIRIM
13-Battal KAVAK
14-İsmet ÖZYILDIRIM
15-Kemal POLAT
16-Torun SARIKAYA
17-Selahattin KARADEMİR
18-Yakup KARAKOYUN
19-Gazi ÇAKMAKÇI
20-Mulazim KAVAK
21-İsmet KARAKILIÇ ( görevde olan)

ÖZLEDİM

Tomul çeşmenin soğuk suyunu,
Kana kana içesim geldi.
O eski su değirmenlerini
Hatırlaysım geldi, Köprülü seni.


Yaylada ki acı suyunu,

Çermikte ki kaplıcasını.
Köprübaşından cağ kebabını,
Özleyisim geldi,Beldem seni.


Soro çeşmesini Ağustos ayındaki soğukluğunu,
Yana yana içesim geldi.
Ezo çeşmesinin sallardaki güzelliğini,
Doyası geldi,Canıbeg seni.

Değirmen çeşmesinin olukta akan suyunu,
Doya doya içesim geldi.
Özledim yaylasını,havasını ,ormanını,
Göresim geldi, Canıbeg seni.
Asım Hoca

Yunus Emrede Güzel Sözler:
*Bu dünyaya gelen gider.
Yürü fani dünya,sana gelende gülmüş varmıdır.
* Dünyada dertsiz baş olmaz.
Derdi olanın ahı dinmez.
*İlim kendini bilmektir.
*Sevelim, sevilelim bu dünya kimseye kalmaz.
*Zehirle pişmiş aşı, kim yemeye gelir.
Mevlana'nın sözleri:
*Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler.
*Bağış kine merhemdir.
*Bilgi,sınırı olmayan bir denizdir.
Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.
*Genişlik sabırdan doğar.
*Doğruluk Musa'nın asası gibidir.
Eğrilik ise sihirbazların sihrine benzer.
*Hırsızlara, kötülere,alçaklara acımak.
Zayıfları kırıp geçirmektir.
*Kuş kafeste kaldıkça başkasının boyundurluğu altındadır.
Kafes kırıldıda kuş uçtu mu,nerede ona geçecek buyruklar.
*Sabır genişliğin anahtarıdır.
*Sevgide güneş gibi ol,dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol.
*Sıkıntı ve huzursuzluk bir günahın aynasıdır.
*Yokluk varlığın aynasıdır.
*Yoksulluk cömertliğin aynasıdır.
*Ya olduğun gibi görün.
Ya da göründüğün gibi ol.
Mevlana
BİR KEZ GÖNÜL YIKTIN İSE
Bir kez gönül yıkıntı ise,
Bu kıldığın namaz değil,
Yetmişiki millet dahi,
Elin yüzün yumaz değil.

Bir gönül yaptın ise,
Er eteğin tutun ise,
Birkez hayır ettin ise,
Bindebir az değil.

Yol odur ki doğru vara,
Göz odurki Hakkı göre,
Er odur ki alçak ola,
Yüceden bakan göz doğru
Yunus Emre

Ağacın Eyisi Özünden Olur
Ağacı eyisi özünden olur,
Yiğidin eyisi sözünden olur,
El için ağlayan ağ gözünden olur,
Ağlama hey gözün yaşın sevdiğim.

Yavru keklik gibi kaynar eğlenir,
Mis kokulu yağlar ile yağlanır.
Sabah akşam türlü yazma bağlanır.
Eyi geçer yeşil başın sevdiğim.
Karacaoğlan
gönderen :Asım karakılıç

Giderayak
giderayak işlerimim var bitirilecek
giderayak
Ceylanı kurtardım avcının elinden
amadaha baygın ayılamadı.
Kopardım portakalı dalından
ama kabuğu soyulamadı.
Oldum yıldızlara haşır,neşir,
ama sayısı bir tamam sayılamadı.
Kuyudan çektim suyu.
ama bardaklara konulamadı.
Güller dizildi tepsiye,
ama taştan fincan oyulamadı.
Sevdalara doyulamadı.
Giderayak işlerim var bitirilecek.
giderayak
Nazım Hikmet Ran




Hazırlayan:

Asım KARAKILIÇ

Köprülü İlköğretim Okulu Emekli Müdürü

Not. Önerilerinizi ve unutulanlar varsa E.mail adresine bildirirsenz sevinirim.

asimkarakilic@gmail.com



DEDEŞEN KÖYÜ (KÖPRÜLÜ BİRİMİ)

Tarihi
Zamanında bir tabur asker Dedeşen köyünün hemen yan tarafında bulunan dağın eteklerinde konaklar.Tüm askerler yorgun, bitkin ve açtır.Bölük komutanı bir manga askeri dedeşen köyünegönderir,askeri doyuracak kadar yiyeceği olan birilerini bulamazlar.Umutsuz bir şekilde birliklerinin bulunduğu yere doğru giderlerken yolda yaşlı bir zat askerlere neden geldiklerini sorar.Askerler durumu anlatırlar.Yaşlı zat askerlere komutanına selem söyle akşam tüm bölüğü köye getirmelerini söyler.Askerler biraz şaşkın bir şekilde dedenın bulgurunu gören askerler Dede bu bulgur bir askere bile yetmez derler."Yaşlı zat " Siz gelin gerisini düşünmeyin" der ve akşam gelecek misafirleri için hazırlık yapmaya başlar.Nitekim askerler akşam köye geldiklerinde gözlerine inanamazlar.O yemeği ile koca bir tabur eskeri doyurur.Hatta yanlarına erzak olarak bile alırlar.Ayrılırken bölük komutanu yaşlı zat ın yanına giderek "DEDE bizi doyurdun ŞEN OLASIN "der ve köyün adı buradan Dedeşen olarak kalır.
Kültür

BU KÖYDE TARİHİ AÇIDAN ÇOK ÖNEMLİ BİR CAMİ VE BİR TÜRBE BULUNMAKTADIR :
Dedeşen Köyü’nde bulunan bu caminin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Mimari üslubundan ötürü XV.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Osmanlı döneminde Dedeşen Köyü’nde cami, türbe ve çeşme gibi yapıların bulunduğu göz önüne alınacak olunursa XV.yüzyıl Osmanlı eseri olduğu tahmin edilmektedir. Yavuz Sultan Selim’in 1514 yılında Çaldıran Seferinden dönerken burada konakladığı söylenmektedir. Yöre halkı arasındaki yaygın bir söylentiye göre Yavuz Sultan Selim konakladığı bu köyde; Şeyh Ahmed’in ikramından memnun kalmış ve beğenisini “Dede Şen Olasın” diyerek ifade etmiştir. Bu olaydan sonra köyün adı Dedeşen olarak tanınmıştır.
Dedeşen Köyü’nde Osmanlı döneminde cami ile birlikte türbe, çeşme, hamam ve medrese yapılmıştı. Bunlardan cami, türbe ve çeşme günümüze ulaşabilmiş, harap haldeki hamam samanlık olarak kullanılmaktadır. Medreseden ise hiçbir kalıntı bulunmamaktadır.

Cami tek kubbeli Osmanlı üslubunda yapılmıştır. Kare kaideli kesme taştan caminin önünde bir de son cemaat yeri olduğu, konsol, sütun kaidesi ve sütun gövdesi gibi kalıntılardan anlaşılmaktadır. Batıdan içerisine girilen caminin üzeri pandantiflere dayanan bir kubbe ile örtülüdür. İç mekandaki mihrap ve minberin sanat tarihi yönünden bir özelliği yoktur. İç mekanın kuzeybatı köşesinde orijinal minareye ait merdiven bulunmaktadır. Bu merdivenden bugün kadınlar mahfiline çıkış sağlanmaktadır. Batıdaki girişin soluna 1993 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından silindirik gövdeli ve tek şerefeli bir minare eklenmiştir.
Caminin yanındaki .-XIX.yüzyıla ait tarih ve sanat tarihi yönünden önemli mezar taşları bulunmaktadır. hazirede XVIII

Coğrafya

Ardahan iline 42 km, Göle ilçesine 18 km uzaklıktadır. Köyün yaylası dört yanı ormanlarla çevrili,içinde deresi akan çok güzel yaylası mevcuttur.Doğayla başbaşa kalınabilecek kadar güzel ve dinlendirici bir yayla.
Dedeşen'nin Köprülü Belediyesine Bağlanması:Dedeşen köyü 2004 yılı nüfus sayımı yapılırken Köprülü Beldesinin nüfusu 1600 cıvarına düşüşü ile birlikte çevre köylerinin hiç birisi Köprülü'ye bağlanmak istemedi.Dedeşen'nin tüm ileri gelenleri ve halkı o zamanın Muhtarı Mehmet YAZICI tüm azaları oy birliği ile halk oylaması %100 oyla kabul ederek ,Dedeşen Köprülü Belediyesine bağlanmıştır.

DURANÇAM KÖYÜ (KÖPRÜLÜ BİRİMİ)

DURANÇAM KÖYÜ TARİHİ

Durançam Ardahan iline 55 km Göle ilçesine ise 30 km uzaklıktır.Köprülü Beldesine 2008 yılında bağlandı.
1915 yılında Şenkaya Oltu tarafından gelen Ermeniler tarafından işgal edilmiştir.

Köylüler Ardanuç Şavşat tarafından göç etmeye zorlamıştır. Ardanucun Bilbilan tepesinde köyde şehit verilmiştir. Ardanuca göç eden köylüler doksan üç 93 harbinden sonra işgalden kurtulan köy halkı geri dönüş yapmıştır. Köylerinde hiç bir şeyi bıraktığı gibi bulamayan insanlar için açlık yoksulluk ve sefalet başlamıştır.
Köyün içinde geçen kura nehrinden sazan balığı, alabalık, yayım balığı, gümüş balık çıkmaktadır. Köyde 2000 yılından itibaren her cumartesi günü Pazar kurulmaktadadır.Köyün toprak sınırı Erzurum Şenkaya ilçesi ile Artviin Ardanüç köyleri ile sınır komşusudur.
Geçim Kaynağı :Köylüler Ticaret ve hayvancılıkla uğraşmaktadır.Çevre köylerde en büyük hayvan ticaretini,pazarlamasını en iyi bilen kişilerdir.Özellikle kurban bayramlarında yurdun dört yanına kurban pazarlamasını üstlenmektediır.

Göç :Çevre köylerinden en çok göç eden yerlerden birisidir.Ankara ,İstanbul illerine daha çok Durançamlar bulunmaktadır.Özellikle Ankara ve çevresinde besicilik ve ticaret uğraşanlara raslanmaktadır.Bu da Durançamın ticareti iyi bildiklerini göstermektedir.
Durançam'ın Köprülü Beldesine Bağlanması: Durançam Köyü 2008 yılında yapılan halk oylaması ile Köprülü Beldesine bağlanmıştır.


YÖREMİZDEN FIKRALAR

YÖREMİZDE ANI, FIKRALAR,ANEKTODLAR

Yöremize ait olan anıları, fıkraları,anektodları derleyerek , yöre kültürümüzün yaşaması için fıkraları ve anıları gönderen:

Asım KARAKILIÇ


1951 Göle doğumlu ilk okulu kendi kasabası olan Köprülü'de, Orta okulu Göle'de, Liseyi Kars Alpaslan Lisesinde, Öğretmen okulunu ise, dışarıda bitiren aynı zamanda; Eskişehir Açık Öğretim Fakültesi mezunu olan Emekli Öğretmen. İlkokul, Ortaokul ve ilköğretim okullarında 25 yıl yöneticilik yapan, 35 yıl hizmeti olan hocamız, evli ve 4 çocuk babasıdır.

EY ATATÜRK’Ü SOROR

Daha önce Göle’ye bağlı olan Boğa tepe köyüne atanan ilkokul öğretmeni derste öğrencinin birine
“Atanın adı nedir?” diye sorur .Öğrenci Hacı Halil’dir.öğretmenim der.
Sınıf gülmeye başlar. Arkadaşı yoğ ola Halil’i sor mor. Atatürk’ü soror.
*öğrenci babasının olduğunu düşünür.


KELİME-İ ŞAHADET

Yıl 1978 görüş ayrılıkları şiddet başını almış gidiyor.İnsanlar ve şehirler birbirlerine düşman olmuş.Kars aşırı solcuların ,Erzurum ise aşırı sağcıların kontrolünden Kars otobüsü Hasan kalede geçerken Hasan kaleliler otobüsü durdurur.Ule Kars’ın komin isleri inen aşağı derler.Hasan kale’li yolcuları tek tek sıra halinde dizilmelerini söyler. Hasan kaleli genç Kars’lılara döner .Ola çelime-i şehadet-i getırın der.Karslı genç bir solukta söyler.Yanındaki arkadaşı Memete döner ola Memet doğrimi söyler, vallahi bılmerım .Ola öyle ya hızlı okudu çi aklımda tutamırem ki sor om Hele sen bizim hafız emiyı sesle der.O anlar.

HEVRİK TUNNE (MAKAS YOK)

Öğretmen okul bahçesindeki törende sonra öğrencilerin temizlik ve saç muayenesini yapar.Oğlum Ali saçların çok uzun neden kesmiyorsun
-Ali valla öğretmenim hevrik tun ne diye cevap verir.
Makas yok diye anlatmak ister.


VA ÇIMA MIR(NEDEN ÖLDÜ)


Doğunun o soğuk fırtınalı günlerinden yolculuk eden iki arkadaş yolda birinin donarak öldüğünü görürler. Yanındaki arkadaşı ölenin baş ucuna bakar.Baş ucundaki torbada ekmeği,peyniri ve soğanı görür hayret eder. Ole Hesso nan pır, pıvaz pır va çıma mır.
*Yani ekmeği var soğanı var niye öldü.


DÜŞECEĞİM

1960 yılında Karsta oturan bir aile Kars’tan İstanbul’a göç ederler.Evin hanımı iki üç ay sonra Bakırköy de ikamet eden Avcılarda hasta bir akrabasının ziyaretine gider,İneceği durağa yaklaşan anne şoföre .
Bala meni ender düşeceğim! (1)der.
Otobüs şoförü düşmesin teyze- Oğlum düşeceğim.
Düşmesin teyzem
Ola köpoğlu düşeceğim.
*Yavrum ben ineceğim.

“B” HARFİ

1980 yıllarında ülke genelinde okuma –yazma seferberliği başlamıştı.
Göle’nin Günorta köyünde Öğretmen yetişkinlere akşam okuma- yazma öğretiyor. O zaman harf öğretiliyordu. O gün öğretmen “B” harfini öğretecek hoca oğlum Meddin sen kalk bu harf hangi harftır, bize söyle der.Hocam dur, ben bir iyi bakım ,valla hocam Ben Bunu bir yerde görmüştüm ama, nerede
Şart olsun ki öğretmenim bu “B”harfidir der.


ORT ÖLEM

Erzurum’un o soğuk kış günlerinde doğru dürüst yakacağı olmayan Ezenin hastalığı gün geçtikçe ağırlaşır gürbette oğlu imdadına kavuşur.oğlu gelir annesi yatakta, yorganını kaldırır hal vaktini sorur anne neyin var.
Ola oğul ört yorganı ört ki,koy ben olem diye söyler.


AHA MEYDAN

Kars- Kanlı (Gelirli ) köyü imamı camide cematına boy abdestinın alınışını tarif eder.Köydeki Aslan ağanın oğlu olan muzipçi Süleyman: Hoca biz gençlere boy abdestini anlatıyorsun biz anlamıyoruz .Cami mızın yanı başında dere var.orda yaparak bize göster.Hoca da tamam size tarif edeceğim.O köye öğretmen olarak yeni atanmıştım. Birkaç gün sonra hele bir köyün meydanına gidelim köylülerle tanışalım. Tesedüfen olaya rastladım
Onlara yaklaştım derenin kenarında gençlerin toplandığını deredeki suyun içinde soyunmuş
üzerindeki şortu ile derenin içinde bir şeyler tarif eden birisini gördüm .Sordum onlara bu adam kim ?Niye soyundurmuşsunuz
Öğretmenim bu adam köyümüzün imamıdır.Neden bu işi yaptırıyorsunuz imama ayıp olmuyor mu .Sultan, ay hocam ! İmam Camide bize boy abdestini anlatıyor biz anlamıyoruz.
Bizde aha hoca, aha meydan,aha dere, yaparak yaşayarak bize tarif et dedik.


GORE TUNNE (ÇORAP YOK)

Zem
heri ayının o soğuk günlerinde kara lastikleri ile Okula gelen öğrencisini çorapsız olduğunu gören Öğretmeni içi yanar .Çocuk daha yeni Birinci sınıfta Türkçe bilmiyor . - Öğretmen Oğlum nerede çorabın :valla Öğretmen Gore tunne.
* Vay benim Anadolu’m canım kurban olsun o çocuklara.


SEĞİRTMEK

Öğretmen sınıftan Dilbilgisi dersinden fiil çekimlerini işlemektedir.
Öğrencinin birisine! Hele sen kalk oğlum: Seğirtmek fiilini çek
-Öğrenci hocam seğirtmek nedir ki;
-Sen bilmiyor musun.
—Hayır.
-Oğlum Seğirtmek demek.koşmak demektir.
-Öğretmen fiil çekimini yapar.
—Ben seğurtum
-Sen seğurtun
- O seğurttu der.


ANAHTAR DELİĞİ

1980 yıllarından Göle ilçesinde sulh ceza hakimliğinde bulunan hakim özellikle orman mahkemesi davalarında duruşmaya gelen her kese bir lakap takardı. O günkü duruşmada Şeviş dedeninde orman duruşması var.O da heyecanla sırasını bekliyor . Şeviş dede merak eder kapını anahtar deliğinden içerdekileri gözler.
Hakim Beyin dikkatini
anahtar deliğinde bakan Şeviş dedeyi çağırttırır.
-Hakim Bey amca, niye anahtar deliğinden bizi gözlüyorsun.
-Şeviş dede Hakim bey! ne olur.Delikte baktık der.



asimkarakilic@gmail.com
Derleyen:
Asım KARAKILIÇ

23 Nisan 2009 Perşembe

22 Nisan 2009 Çarşamba

18 Nisan 2009 Cumartesi

17 Nisan 2009 Cuma